Türkiye'de Çocuk Nörolojisi 1960 yılından Itibaren bağımsız bir bölüm olarak tanınmaya başlamıştır. O yıllara kadar, nörolojik bozukluğu ve özellikle epilepsi hastalığı olan çocukların bakımı kendini bu işe adamış bir avuç pediatrist veya nörolog tarafından yürütülmekteydi. A.B.D 'den dönen Profesör Dr.Yavuz Renda ve Profesör Dr. Kalbiye Yalaz , Ankara’ da, Hacettepe Tıp Fakültesi’nde en modern hasta bakımı ve eğitimine başlayan resmi eğitimli çocuk nöroloji uzmanlarıydı. Benzer şekilde, 60’lı yılların sonlarında Profesör Dr.Selçuk Apak, İstanbul’da çocuk nörolojisini başlattı. Uzmanlık eğitimi 1963’te başladı ve 1973’te Sağlık Bakanlığı tarafından yan dal olarak kabul edildi. Şu anda eğitim, çoğu üniversite hastanesi ve bir kaç devlet hastanesi olmak üzere toplam19 enstitü tarafından verilmektedir. Pediatristler, doktorluk ihtisas devresini tamamladıktan ve yurt çapındaki Tıpta Uzmanlık Eğitimine Giriş Sınavı’nda (TUS) başarılı olduktan sonra Çocuk Nörolojisi eğitimine başlayabilirler. Eğitim süresi 3 yıldır. Bölümde poliklinik ve yatan hasta takibine ilave olarak elektrofizyoloji, nöroradyoloji, metabolik bozukluklar, özürlü bakımı, ve seçmeli ders eğitimi alırlar. Uzmanlık adayları her hafta tartışılmak üzere ilgili fakültenin gözetimi ve katkılarıyla seminerler, dergi makaleleri ve olgu sunumları hazırlarlar. Ek olarak ilaca dirençli epilepsi, nöromusküler biyopsi okuma toplantıları ve haftanın vakası, bütün bir sabah süren, katılanların tükenmesiyle öğle vaktine doğru sonlanan çözümlenmemiş olguların sunumu ve tartışılması gibi haftalık eğitim rutinleri eğitime önemli katkı sağlar.
Mezun olmadan önce ve eğitimin son yılında, uzman adayları bir araştırma tezi hazırlar. Pediyatrik nöroloji programı tezin sunumu, savunması ve sözlü bir sınavla sona erer. Mezuniyet sonrası, Türkiye’deki bütün uzmanların ve yan dal uzmanlarının, Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenmiş bir devlet hastanesinde 2 yıl mecburi hizmet yapması gereklidir. Bu süre sonunda, çocuk nöroloji uzmanları için araştırma hastanelerinde, yeni kurulmuş üniversite kliniklerinde ve özel olarak çalışma imkanları doğar.
Eğitim enstitülerindeki bütün pediatrik nöroloji departmanları çocuk psikolojisi, fizik tedavi ve rehabilitasyon , metabolik bozukluklar, genetik ve nöroradyoloji departmanlarıyla işbirliği içindedir. Birden çok nörolojik pediatri kliniği olan şehirlerde ilginç veya problematik olguların ve teknik ve bakımdaki yeni gelişmelerin sunulduğu ve tartışıldığı aylık toplantılar bütün enstitülerdeki uzmanları ve pratisyenleri bir araya getirir. Alandaki uzmanların büyük bir çoğunluğu pediatriden çıkmalarına rağmen en az yılda bir ay kendi enstitülerinde pediatri danışmanı olarak görev yaparlar. Bu, hem çocuk nöroloji uzmanları hemde pediatri hastaları için çok verimli olmuştur. Bu süre içinde uzman, nöroloji cüppesini giymez. Ülkedeki çocuk nörolojisi departmanları genel pediatri eğitiminde kilit nokta görevi görür. Büyük enstitülerde öğle yemeği vakti sanki büyük bir vizite gibi toplanılıp, hem yatan hemde ayakta tedavi gören hastalar hakkındaki çeşitli genel pediatrik olgular konusunda tartışmak bir gelenek halini almıştır. Diğer tüm haftalarda bir klinik patoloji konferansı, yatak-başı vaka tartışması ve ikisinin arasında pediatrinin farklı disiplinlerindeki güncel gelişmeler konuşulur. Pediatrik nörologlardan tüm bu toplantılara katılmaları beklenir. Başka bir deyişle, öğle yemeği araları bütün büyük üniversite hastanelerinde pazartesiden cumaya kadar doludur.
Sürekli çocuk nörolojisi eğitimi amacıyla verilen ilk eğitim kursu Mayıs 1979’da başlamıştır. Bu gerçekten yepyeni bir çağın başlangıcı olmuştur. Türkiye Çocuk Nörolojisi Derneği 1980’de kuruldu. Ülkedeki 95 çocuk nöroloji uzmanı ve 30 yan dal uzmanlık öğrencilerinin büyük bir çoğunluğu dernek üyesidir. Dernek çocuk nörolojisi konusunda eğitim ve öğretim alanında yoğunlaşmıştır. Standart yan dal eğitimi veren bir rehber olmak amacı ile Dernek, Avrupa‘daki eğitim müfredatıyla uyumlu olan eğitim programlarını belirler ve gözden geçirir. Yılda bir ulusal kongre ve bir yada iki seminer organize eder. Ek olarak, çoğu kongrelerin sonuna nöromusküler bozukluklar, nöroimmünoloji veya epileptik sendromlar gibi özel konularda tek günlük kurslar eklenir. Buna benzer en son aktivite olan 11. Ulusal Kongre, Mayıs 2009’da İstanbul'da yapıldı ve bundan sonraki Mayıs 2010’da Konya’da düzenlenecek. Ulusal kongrelere genelde yurt dışından bir kaç konuşmacı davet edilir. 2009’dan başlayarak, dernek, komşu ülkelerdeki meslektaşlarını standart katılımcılar olarak davet etme girişimini başlatmıştır ve her yıl farklı bir ülke ile dayanışma içinde olunacaktır. Kongrelere finansal desteği Türkiye Çocuk Nörolojisi Derneği sağlar ve ev sahipliğini yerel çocuk nörolojisi departmanları üstlenir. 2009 kongresinin evsahipliğini İstanbul’daki Marmara Üniversitesi Çocuk Nörolojisi Bölümü yapmıştı. Konu “ Kent yaşamının çocuk ve bebeklerin beyin sağlığı üzerine etkileri” idi.
Dernek tarafından organize edilen uluslararası kongreler : 2. Akdeniz Çocuk Nörolojisi Kongresi (Kapadokya, 1988), 4. Akdeniz Çocuk Nörolojisi Kongresi (Ankara, 1995), 5. Asya-Okyanusya Çocuk Nörolojisi Kongresi (İstanbul,1996), 4. Dünya Kas Derneği Kongresi (Antalya, 1999), 11. Ulslararası Nöromusküler Bozukluklar Kongresi (İstanbul, 2006) ve 7. Avrupa Pediatrik Nöroloji Derneği Kongresi(Kusadasi, 2007). Ek olarak, bütün grup, komşu ülkelerdeki kurum ve meslektaşlarıyla bölgesel toplantılar yapar.
Aynı zamanda Türkiye Çocuk Nörolojisi Derneği, pediatristler için genel çocuk nörolojisi konusunda ve çocukların gelişimsel bozuklukları hakkında ders kitapları yayınlar. Derneğin diğer aktiviteleri, Yönetim Kurulu Komitesi tarafından hazırlanmış eğitim programlarını teftiş etmek, ulusal yönetim kurulu sınavları hazırlamak, çocuk nörolojisi yönetim kurulu sertifikaları vermek, özellikle stajyerler için olan sürekli medikal eğitim programlarına katılımı teşvik ve teftiş etmektir. Derneğin resmi bir gücü olmamasına rağmen bu tür aktiviteleri destekler ve teşvik eder.
Türkiye Çocuk Nörolojisi Derneğinin internet adresi
www.cnd.org.tr . Bu site, profesyonel ihtiyaçlar doğrultusunda yönlendirilmiş yerel bir sitedir. İlginç konuları etkileşimli yolla sunma ve tartışma, akademik ve sosyal duyurular, iyileşen hastalar, veri makaleleri, ve en önemlisi genel bozukluklar hakkında ailelere bilgi veren sayfaları içerir.
Türkiye’deki çocuk nörologları yönetim kurulu tarafından, Uluslararası Çocuk Nörolojisi Kurumu (ICNA), Asya ve Okyanusya Çocuk nörolojisi kurumu (AOCNA), Avrupa Nöroloji Derneği (EPNS), Dünya Kas Derneği (WMS) ve Çocuk Felci Derneği (ISN) gibi birkaç seçkin uluslararası organizasyonda çok çok iyi temsil edilmektedir.
Türkiye’de, klinik çalışmalarda, ayakta hasta tedavisi yapan kliniklerde bir çocuk nörolojisi uzmanının bir iş günü içerisinde ortalama 10 ila 20 arası yeni hasta veya 30 kontrol hastasını değerlendirmesi, 5 ila 20 arası yatan hastayı değerlendirerek hizmet vermesi beklenir. Çoğu enstitüde yatak sayısı sınırlı olduğundan değişik sorunları olan yatan hastalar genellikle genel pediatri koğuşlarına kabul edilirler ve çocukları hastalıklarının nedenine göre koğuşlara yerleştirmektense, yaş gruplarına göre ayırmak tercih edilir. Diğer ülkelerde olduğu gibi ayakta tedavi gören hastaların çoğu epilepsi yada gelişim bozukluğu problemleri yaşayanlardır. Yatan hastalar felçli çocuklar olabilir ama çoğu zaman sistematik bozuklukların nörolojik komplikasyonlarına sahip hastalar çoğunluğu oluşturur. Türkiye’ye özgü olan, akraba evliliği geleneğinin yüksek oranda olması nedeniyle resesif bozuklukların sık görülmesi özelliğidir. (ulusal ortalama: ülkenin bölgeleri arasındaki geniş çeşitlilik göstermekle beraber bütün çiftlerin %24’ü). Bu sebeple, Türkiye’deki bir çocuk nörolojisi uzmanı en az nöral seyirler kadar metabolik seyirler hakkında da bilgi sahibi olmalıdır.
Tanı ve teşhis metodları çoğu merkezde yeterlidir, hepsinde EEG ve MRG servisleri ve amino asit analizi mevcuttur. Diğer metabolik testlerin değerlendirilmesi ; örneğin idrar organik asitleri veya peroksisomal tarama testleri için değerlendirme, ilgili bölgesel laboratuvara kan ve idrar örneklerinin gönderilmesiyle gerçekleştirilir.Daha komplike tanı teknikleri mesela kas biyopsisi, musküler distrofiler için mutasyon analizi, frajil X, nörofibromatozis veya uzun süreli Video- EEG monitorizasyon görüntülemesi tam teşekküllü hastaneler tarafından yapılır, ve epilepsi cerrahisi uygulamaları Ankara ve İstanbul’daki üniversite hastanelerinde gerçekleştirilir. Şu anda Türkiye’de yapılması mümkün olmayan tanı teknikleri ; mitokondrial enzim aktivitesi ölçümleri, nöronal seroid lipo-fussinosis için elektron mikroskobu, karbonhidrat yetersiz glikoprotein sendromları için izoelektrik odaklanma ve belirli bozukluklar için mutasyon analizidir.
Günümüzde Türk çocuk nörologlarının uluslararası akademik dünyaya katkıları artmıştır. Bir kaç yeni, yada önceden tanımlanmamış resesif genetik durumlar farkedilmiş ve metodik bir şekilde yenidoğan nörolojisine ve nöroimmünolojik bakış açısına sunulmuş ve genetik olarak saptanmış çeşitli bozukluklarda yeni teşhisleri uluslararası ölçekte paylaşmaya yönelmiştir. Bunlar musküler distrofiler, lökodistofiler ve diğer nörometabolik bozuklukları kapsamaktadır. Özellikle ülkedeki üniversite hastaneleri bu kadar geniş çaptaki klinik denemelerde yer alacak kadar uygun altyapı ve uzmanlığa sahiptir.
Çocuk nörolojisi, dünya çapında birkaç ilgili merkez tarafından tanındığı zamanlarda, Türkiye’deki ilk yandallar arasındaydı. Metabolizma, genetik ve görüntüleme alanlarındaki tekniklerin ilerlemesi ile beraber çocuk nöroloji uzmanlığı hergeçen gün daha çok ilgi çeker duruma gelmektedir.